Perde Arkası: Perde Sanat Tiyatrosu ile Sahnelerin, Seyircinin ve Geleceğin Dili Üzerine
- fuayeankara

- 22 Haz
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Haz

Fuaye Ankara olarak bu kez, şehrin dinamik ve üretken topluluklarından Perde Sanat Tiyatrosu'nun kulisine konuk olduk. Ankara seyircisinin büyük bir ilgiyle takip ettiği "Bu da Geçer Yahu" oyunundan yola çıkarak, ekibin çalışma dinamiklerini, bağımsız bir tiyatro olarak yolculuklarını ve gelecek planlarını konuştuk. Sahnedeki enerjinin kaynağını, bir tiyatroyu "aile" yapan değerleri ve yeni sezona dair merak edilenleri, gelin hep birlikte kendilerinden dinleyelim.
Tarih ve Mizahın Buluştuğu Sahne: "Bu da Geçer Yahu"
Perde Sanat Tiyatrosu'nun seyircide geniş bir karşılık bulan oyunu "Bu da Geçer Yahu"nun başarısının ardında yatan temel unsurlardan biri, ele aldığı konu ve bu konuyu işleyiş biçimi. Oyuncular, oyunun Milli Mücadele döneminin ruhunu taşıdığını belirtiyor. İşgal altındaki bir milletin yeniden ayağa kalkışının ilk kıvılcımlarını, bir kurtuluş ve başkaldırı hikayesini sahneye taşıyorlar.
Ancak bu tarihi ve ağır konuyu, didaktik bir anlatımdan uzaklaşarak mizahi bir dille ele alıyorlar. Tarihin satır aralarına inerek o dönemde yaşamış insanların dayanışmasını, kendi güçleriyle verdikleri mücadeleyi samimi bir üslupla aktarıyorlar. Bu mizahi yaklaşım, hem tarihi bir olaya farklı bir pencereden bakma imkânı sunuyor hem de seyircinin hikâyeyle daha sıcak bir bağ kurmasını sağlıyor. Oyuncuların da ifade ettiği gibi, bu hikâyenin gururunu, sevincini ve şevkini taşıyarak oynamaları, enerjinin seyirciye doğrudan geçmesindeki en büyük etkenlerden biri.
Disiplin ve Saygıyla Harmanlanan Ekip Ruhu
Perde Sanat Tiyatrosu'nu tanımlayan en önemli özelliklerden biri de yıllara dayanan birliktelikleri ve güçlü ekip ruhu. Kendilerini bir "aile tiyatrosu" olarak tanımlayan ekip, aralarındaki uyumun, saygının ve disiplinin sahneye doğrudan yansıdığına inanıyor. Kalabalık bir kadroyla çalışmanın getirdiği zorlukları, birbirlerine duydukları saygı sayesinde aştıklarını vurguluyorlar.
Bu aile yapısını korumak için yeni ekip üyelerini seçerken de titiz davranıyorlar. Başvuru süreçlerinde kararı sadece birkaç kişi değil, tüm ekibin birlikte vermesi, topluluğun kimyasını korumak adına attıkları önemli adımlardan biri. Her oyuna ilk günkü heyecanla çıkmaları ve bu motivasyonu seyirciye hissettirebilmeleri, sahne arkasında kurdukları bu sağlam bağın bir sonucu.
Tarihe Dokunmak: Ses Tiyatrosu'nda Sahne Alma Deneyimi
Ekip için en unutulmaz deneyimlerden biri de İstanbul'daki tarihi Ses Tiyatrosu'nda sahne almak olmuş. Oyuncular, bu deneyimi "tarifi zor" ve "büyüleyici" olarak nitelendiriyor. Ferhan Şensoy, Erol Günaydın, Rasim Öztekin, Münir Özkul gibi ustaların ayak izlerini taşıyan bir sahnede olmak, onlar için büyük bir heyecan ve gurur kaynağı. Binaya adım attıkları andan itibaren adeta zamanda yolculuk yaptıklarını ve ustaların manevi varlığını hissettiklerini dile getiriyorlar. Bu deneyim, sadece profesyonel kariyerleri için bir dönüm noktası değil, aynı zamanda asla unutamayacakları bir anı olarak kalplerinde yer etmiş.
Seyircinin Ayağına Giden Tiyatro: Gezici Olmanın Anlamı
Perde Sanat Tiyatrosu'nun sabit bir sahnesi yok. Onlar bunu bir eksiklik olarak değil, bir avantaj olarak görüyor ve "seyircinin ayağına gitmeyi" bir misyon olarak benimsiyorlar. Ankara'nın Batıkent, Eryaman, Yenimahalle gibi farklı semtlerinin yanı sıra Konya, Eskişehir, İstanbul gibi şehirlere de giderek daha geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyorlar.
Elbette kendi sahnelerine sahip olmayı istediklerini, bunun gücüne sahip olduklarını ancak bağımsız tiyatrolar için vergi ve kira gibi maliyetlerin büyük bir yük oluşturduğunu da dürüstçe paylaşıyorlar. Gezici olmak, onlara her bölgeden seyirciye dokunma ve tiyatroyu ulaşılabilir kılma fırsatı tanıyor.
Gelecek Sezon Planları ve Seyircinin Nabzı
Peki gelecek sezonda Perde Sanat Tiyatrosu'nu ve seyirciyi neler bekliyor? Ekip, plan yaparken Ankara seyircisinin beklentilerini daima göz önünde bulundurduklarını belirtiyor. Gözlemleri, Ankara seyircisinin komediye daha sıcak baktığı ve halktan, kendilerinden bir şeyler buldukları oyunları daha çok benimsediği yönünde.
Bu doğrultuda planlarını şekillendiren ekibin takvimi oldukça yoğun. Oyuncuların birçoğunun farklı profesyonel meslekleri olduğu için, tiyatro çalışmalarını buna göre ayarlamaları gerekiyor. Bu nedenle haziran ayında olmalarına rağmen eylül, ekim ve kasım ayı takvimleri şimdiden netleşmiş durumda. Biletlerini erkenden satışa çıkarmaları da oyunlarının gösterimden önce tükenmesindeki önemli bir faktör.
Gelecek projeler arasında;
Üçüncü sezonuna girecek olan "Bu da Geçer Yahu" devam edecek.
Türkiye'de bir ilk olan zombi temalı korku tiyatrosu "Frekans On Bir" üzerinde daha fazla çalışarak oyunu daha da iyi bir noktaya getirecekler.
Ve en önemlisi, yeni bir oyun geliyor! Henüz hangi oyun olacağı netleşmese de kasım ayında prömiyer yapması planlanan yeni bir proje üzerinde çalıştıklarının müjdesini veriyorlar.
Bu keyifli ve bilgilendirici sohbetin sonunda anlıyoruz ki Perde Sanat Tiyatrosu; disiplinli çalışmayı, aile bağını, seyircinin nabzını tutmayı ve sanatsal üretimi bir arada yürüten, tutkulu bir topluluk. Yeni sezonda da hem bildiğimiz hem de yepyeni hikâyelerle seyircinin ayağına gitmeye devam edecekler.



