En Sevdiğinden Başla - Tiyatro Hemhâl - Kült Sahne
- fuayeankara
- 7 saat önce
- 3 dakikada okunur
Tiyatro Hemhâl ekibi üç oyunuyla Ankara’daydı ve biz de bu turne sürecinde onlara eşlik ettik. Özellikle merakla beklediğimiz yeni oyunları En Sevdiğinden Başla beklentimizi fazlasıyla karşıladı. 6 Eylül’deki temsilden hemen sonra ise ekiple birlikte keyifli bir fuaye söyleşisi gerçekleştirdik.

"İki genç sanatçı, oyuncu, yazar, yönetmen. Her şeyden biraz olan insanlar. Neredeyse beraber büyümüşler, birbirlerine bağlılar, bağımlılar! Hem çiftler partner hem beraber üretiyorlar. Ne gerçek ne kurgu belli değil. Biri evden üretiyor evden çıkamıyor, diğeri sanat için arzusu doğrultusunda her şeyin peşinden koşuyor. Güzel bir evlilik, güzel imkanlar, her şey güzel… Hem hayatla hem birbirleriyle mücadele ediyorlar Ortak bir hayat, ortak bir proje… Her şey ortak. Asıl mücadeleleri kendileriyle! Ama eksik olan bir şey var. Nasıl daha iyiye ulaşabilecekler? Beraber mi, ayrı ayrı mı! Bir şeyin daha iyi olmasını istiyorsan kill your darling pardon darlings hayatım!"
Ekip, "En Sevdiğinden Başla"nın da dahil olduğu tüm oyunlarında alışılmışın dışında bir metot izlediklerini belirtti. Yazılı bir metin üzerinden ilerlemek yerine, "devised" adı verilen bir teknikle çalışıyorlar. Bu teknikte, gerçek hayattan bir olay, bir mesele veya bir edebi eser gibi tetikleyici bir unsurdan yola çıkılıyor. Yönetmen, yazar, dramaturg ve oyunculardan oluşan üretim ekibi, aylarca süren doğaçlama ve atölye çalışmalarıyla metni kolektif bir şekilde oluşturuyor. Bu oyunda da yönetmenlik görevini üstlenen Hakan Emre Ünal, Ömer karakterinin bile bütün ekibin ortak fikriyle ortaya çıktığını ve metnin kolektif bir üretim olduğunu vurguladı. Bu projenin üretim ekibinde kendileriyle birlikte Elif Aydın, yazar Selen Örcan ve yönetmen yardımcısı Büke Erkoç yer alıyor.
Anatomy of a Fall veya Marriage Story gibi filmlere ilgi duyduklarını belirten ekip, dışarıdan ideal görünen ilişkilerin iç dünyasındaki sorunları keşfetme arzusundan doğan bir merakla üretime başlamış. "En sevdiğinden başla" mottosu, hem bir metni kurgularken en sevilen yerlerden vazgeçme zorunluluğuna ("kill your darlings") hem de bir ilişkide en sevilen şeylerden vazgeçerek bir ayrılığa gitme fikrine gönderme yaparak oyunun temelini oluşturmuş. Ancak ekip, ilk fikirden bugünkü oyuna gelene kadar metnin çok büyük bir değişim geçirdiğini, hatta ilk haliyle neredeyse hiç alakası kalmadığını belirtti.
Tiyatro Hemhâl'in bütün oyunlarında olduğu gibi, bu oyunda da gerçeklikten beslenmek önemli bir yer tutuyor. Ekip, sadece var olan bir metni oynamanın kendilerine yeterli gelmediğini, kendi dertlerini anlatabilecekleri bir zemin yaratmak istediklerini ifade etti. "Tırnak İçinde Hizmetçiler" oyunlarının 10 yıl önceki kendi parasızlık ve gelecek kaygısı gibi dertlerinden yola çıkması gibi, her oyunlarında kendi hayatlarından veya gözlemlerinden bir iz taşıdığını belirttiler. Bu yaklaşım, hem evrensel dertlere dokunarak seyircinin kendinden bir şey bulmasını sağlıyor hem de üretim sürecini daha anlamlı kılıyor.
Oyunda yönetmen karakterinin Nezaket Erden'in canlandırdığı Leyla'ya yönelik "sen hep bunu oyna" demesinin tesadüf olmadığı belirtildi. Bu cümlenin, sadece bir oyuncunun belli rollere sıkıştırılması (typecast) eleştirisi olmadığını, aynı zamanda iş hayatında herhangi bir insanın üzerine yapışan sıfatlardan kurtulma mücadelesine dair evrensel bir gönderme taşıdığını ifade ettiler.
Yaklaşık 2 saat 5 dakika süren oyunun uzunluğuyla ilgili gelen soruya karşılık ekip, aslında en başta maksimum 75 dakikalık bir oyun hedeflediklerini itiraf etti. Ancak çalışma sürecinde ortaya o kadar çok malzeme çıkmış ki, birçoğundan vazgeçmelerine rağmen oyunu daha fazla kısaltamamışlar. Hatta atılan sahnelerle birlikte 4-5 saatlik malzeme olduğunu belirttiler. Günümüz seyircisinin dikkat süresi düşünüldüğünde bunun bir risk olduğunu kabul etseler de hikayenin bu süreyi talep ettiğini ve bu riski aldıklarını söylediler.
Bir seyircinin, oyun metinlerinin unutulmaması için basılması yönündeki talebi üzerine ekip, bu fikre sıcak baktıklarını belirtti. Tüm oyunlarının metinlerinin ve iyi kalitede kayıtlarının mevcut olduğunu ve bunları ileride, en azından PDF formatında da olsa, seyirciyle paylaşabileceklerini dile getirdiler.
Oyunun dramatik yapısına rağmen içerdiği yoğun komedi unsurlarının bilinçli bir şekilde "burası komik olsun" diyerek yazılmadığı vurgulandı. Mizahın, karakterlerin içinde bulunduğu durumlardan ve tiyatronun "oyun oynama" doğasından kendiliğinden çıktığını belirttiler. Hayatın sertliğinin içinde bile bir neşe ve mizah olduğunu, bunu yansıtmanın oyunu daha bütüncül kıldığını düşünüyorlar.
Fuaye söyleşisi, seyircilerin yoğun ilgisi ve katkısıyla oldukça verimli geçti. Hemhâl ekibi, yeni üretimlerin her zaman bir risk taşıdığını ama kolektif üretimin verdiği güçle bu riskleri almaktan çekinmediklerini vurguladı. Bizler de Ankara seyircisi olarak, onların hem sahnedeki hem de sohbetlerdeki samimiyetinden büyük bir ilham aldık. Bu keyifli sohbet için Tiyatro Hemhâl ekibine çok teşekkür ederiz. Ayrıca bu güzel oyunu Ankara seyircisiyle buluşturdukları için Kült Kavaklıdere ekibine de çok teşekkürler.