top of page

Bro! - Nadir Sönmez - Mesafe Sahne

Daha önce Ankara Tiyatro Festivali'nde, Fade Stage sahnesinde izleme fırsatı bulduğumuz ve çıkışında farklı ama çok başarılı bir oyun izlemenin keyfiyle evlerimize döndüğümüz Bro oyunu, bu kez Mesafe Sahne'deydi. Tabii ki biz de koltuklarımızdaydık ve bu sefer daha kalabalık bir şekilde Bro’yu izleme fırsatı yakaladık.


"Oyun, Emir’in Bomonti’de yalnız yaşadığı dairesinde bir kanepe üzerinde geçer. Emir ve Cem, spor yaptıktan sonra Emir’in evine gelirler. Spor salonu ahalisi, yalnız yaşamak, temizlik ve sosyal hayat gibi gündelik konulardan bahsederek vakit geçirirler. Emir’in kız kardeşi Eda, erkek arkadaşıyla taze bir kriz yaşamış hâlde yanlarına gelince, akşamları hareketlenir. Cem’in aynı gün gittiği bir restoranın kuryesi de bu ikilinin sakin akşamlarına davetsiz misafir olarak eklenince, gelişigüzel başlayan bir erkek muhabbeti; romantik ilişkileri, ırkçılığı ve İstanbul’daki sınıfsal katmanları masaya yatıran kaotik bir komediye evrilir. Herkes gidip Emir ve Cem tekrar baş başa kaldıklarındaysa, bromance hâlindeki ikilinin duygusal derinliğini açığa çıkaran geçmişlerini öğreniriz."


Fuaye söyleşimiz, oyunun çıkış sürecini Nadir Sönmez’e sorarak başladı. Tanışma tecrübelerinin birikimiyle, farklı erkek tiplerinin, özellikle de Türkiye'deki "erkeklik" tiplemelerinin saptanmasıyla atılmış ilk adımlar. Biriken deneyim ve gözlemlerle birlikte daha sonra Bro’ya evrilecek olan, ilk adı "Salon" olan bir metin ortaya çıkmış. Metnin bir saatlik olmasına özellikle özen göstermiş Nadir Sönmez. Oyuncularla ise audition sürecinde tanışılmış ve çalışmalara başlanmış. (Audition sürecine dair paylaşımları Bro’nun Instagram hesabında muhakkak görmelisiniz.)


Metin odaklı düşündüğünü belirten Nadir Sönmez’den sonra sorularımızı oyunculara yönelttik. Özellikle de büyük titizlikle yazılmış bu metni çalışırken ne kadar serbest olduklarına yönelikti sorularımız. Ulaş Akşit, Görkem Örskıran ve Selin Hasar bizlere hem metne sadık kalarak nasıl yaratıcı bir çalışma süreci geçirdiklerinden hem de karakterlerine dair olasılıkları nasıl değerlendirdiklerinden bahsetti. Özellikle oyunculuk çalışmalarına dair çokça sorumuz vardı çünkü oyundaki oyunculuk olabildiğince sade bir yapıda olmasına rağmen, her unsuruyla biz seyircileri fazlasıyla etkilediğini söylemeliyiz. Sessizliklerin, en ufak mimiklerin, en küçük hareketlerin bile takip edildiği bu oyunda dikkatimizi sahneden asla ayıramadık.


Metne olan güven, oyuncuların da çok başarılı bir iş çıkarmasını sağlamış diyebiliriz. Hassas konuları işlerken de son derece başarılı bir iş ortaya koymuş ekip. Farklı reaksiyonlar aldıkları temsiller de olmuş elbette. Ancak oyunu izledikten sonra hafızamızda yer etmesinin asıl sebebi, ucu açık ihtimallerin başarıyla seyircinin zihnine serpiştirilmiş olmasıydı bize kalırsa. Karakterler ince çizgilerinde sakince yürürken biz de onların yollarını merakla takip ediyor ve zihnimizde yeni yollar dizayn ediyorduk. İşte bu ihtimaller bizim seyir keyfimizi taçlandırıyordu; çünkü tahmin edilebilir olanı, seyirciye düşünme payı bırakmayan oyunlardan pek haz etmiyoruz diyelim.


Oyun, maddi imkansızlıklardan dolayı son derece kompakt tasarlanmış. Ancak manevi bir tatminle seyirci karşısına çıkmaya devam ediyor. Her karakter üzerine uzun uzun konuştuğumuz ve hatta tiyatrodan filme aktarım konusuna da değindiğimiz fuaye sohbetimizi de böylece tamamlamış olduk. Bro ekibine Ankara'ya geldikleri için çok teşekkür ederiz. Yine tüm maddi zorluklara rağmen böyle değerli oyunları sahnesinde ağırladıkları için Mesafe Sahne ekibine de sonsuz teşekkürler.

 
 
  • Instagram
  • Whatsapp
  • X
bottom of page