top of page

Biri, Hiçbiri, Binlercesi - Yakîn Tiyatro - Mesafe Sahne

5 Ağustos 2025 akşamı, Fuaye Ankara ekibi olarak Mesafe Sahne’deydik. Bir gün önce prömiyerini yapmış olan "Biri, Hiçbiri, Binlercesi" oyununu izledik. Emre Şamdan ile YouTube yayınımızda konuştuğumuz her şeyi sahnede deneyimleme fırsatı bulduk. Pirandello’nun aynı adlı romanından uyarlanan ve Emre Şamdan tarafından sahneye taşınan oyunun metni, üzerine uzun uzun düşünülecek dokunuşlarla doluydu. Böylesine derinlikli bir metin, zamansız ve mekânsız bir rejiyle akıp gittiğini söyleyebiliriz. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden karakterlerin zihinlerinde bir yolculuğa çıktık adeta. Aynalardan oluşan dekorun içinde kendimizi görmek, izleyici olarak farklı bir deneyim yaşamamıza neden oldu. Müzik kullanımının tercih edilmemiş olması ise metne ve oyunculuklara daha güçlü bir şekilde odaklanmamızı sağladı.


ree

"Söz konusu yansıma benliği görüp görememek olduğunda, kuantum fiziğinde Heisenberg’in “Belirsizlik İlkesi”ni akla getirmek gerekir. İlkeye göre, bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez. Yeri saptanırken hızı tam olarak belirlenemez. Bu durum, insanın göreli benliğini görme çabasında da aynıdır. Tıpkı Heisenberg’in, elektronların yerini ve hızını görmeye çalıştığı deneydeki gibi, Moscarda’nın ayna karşısında yaptığı sorgulamada da gözlenen bu belirsizlik, deney araçlarının—başka bir deyişle aynanın—hassas olmamasından kaynaklı bir belirsizlik değil; ölçülen nesnenin göreliliğinden, yani insandan kaynaklı bir belirsizliktir."


Oyunun ardından gerçekleştirdiğimiz söyleşide hem yönetmen Emre Şamdan hem de tüm oyuncu kadrosuyla sohbet etme, oyunun tasarlanma sürecini dinleme fırsatı bulduk. Emre Şamdan, uzun süredir zihninde yer eden bu projeyi yıllardır tanıdığı arkadaşlarıyla hayata geçirmiş; her ayrıntısı Yakîn Tiyatro ekibi tarafından özenle düşünülmüş.


Oyuncuların, canlandırdıkları karakterlerle özdeşleşip özdeşleşmedikleri üzerine yaptığımız sohbette, hem seyircilerin hem de oyuncuların farklı karakterlerle bağ kurduğu ortaya çıktı. Ayrıca oyunun başı ile sonu arasında seyircide farklı duyguların oluştuğu gözlendi. Seyircilerden gelen soruları özenle yanıtlayan ekip, oyunu ne kadar çok sevdiğini ve uzun yıllar keyifle sahneleyeceğini hissettirdi.


Bireyin kimlik karmaşası ya da kendini bulma mücadelesine odaklanan oyunun teması, oldukça kişisel bir mesele olduğundan herkesin kendinden bir parça bulduğu bir yapım olduğu ortak görüşü hâkimdi. Ayna dekorunun, farklı açılardan gelen ışıkla kimi zaman cam kimi zaman ayna gibi görünmesi seyirciler tarafından ilgi çekici bulundu. Oyunun finalinde, oyuncuların uyumlu performanslarının dekor kullanımıyla birleşerek zirveye ulaşması ise görülmeye değerdi.


Söyleşi sırasında, metnin “delilik mi yoksa arınma mı” içerdiği soruldu. Emre Şamdan, bu sorunun cevabının kişiye göre değiştiğini, böyle bireysel bir oyunda her yanıtın izleyiciye ait olduğunu vurguladı.


Bizim ikinci temsilini izlediğimiz oyunun prömiyeri de benzer şekilde ilgi görmüştü. Ekip, bu ilgiden oldukça memnun görünüyordu. Dileriz bu değerli oyun, yıllar boyunca üzerine eklenerek daha çok seyirciye ulaşır ve izleyenlerin zihninde yeni soru işaretleri bırakmaya devam eder. Emeği geçen herkesi tebrik ederiz.

 
 
  • Instagram
  • Whatsapp
  • X
bottom of page