Aşalım Bunları - Reka Kolektif - Kült Sahne

Yaklaşık bir yılın ardından tekrar Ankara'ya gelen Reka Kolektif ekibi bu kez Kült Sahne'deydi. Daha önce "Aşalım Bunları" oyunlarını izlemiş olmamıza rağmen, Ankara'ya heyecanla beklediğimiz ekiple yeniden buluşmak ve sohbet etmek bizim için yine çok keyifliydi.

“Belirsiz bir çift eve japon balığıyla döner; balığa istediği her şey olabilme şansı sunmaya çalışırlar. Bu çabanın ta kendisi balığın ölümüne sebep olan heteronormatif bir aile trajedisine dönüşür. Biri sivil toplumda, diğeri de teknoloji sektöründe markalaşmayı hedefleyen bu çift; asansörlerinde gerçekleşen bir çocuk ölümünün gölgesinde hayallerine ve fırsatlara tutunma çabasını nasıl sürdürebileceklerini araştırırlar. Bu yası ne kadar sahiplenebilirler, ne kadar geride bırakabilirler? Kişisel çabaları onlara sıkıştıkları akvaryumda nefes olur mu? Yoksa ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu bitimsiz krizin etkisinde savrulacaklar mıdır? Peki yasın performansı ürünleşebilir mi?

Kadir Has Üniversitesi'nin bir odasında bir araya gelen ekibin oyun çıkarma süreçleri oldukça farklı. "Devised theatre" olarak adlandırılan bu yöntem, aslında kolektif bir üretim süreci olarak tanımlanabilir. Fuaye sohbetimizde bu süreci şöyle ifade etmeye çalıştık: Herkesin heybesindekileri ortaya döktüğü, ortaya çıkanlar üzerinden düşünüp hissettikleri ve sonunda bazı elemelerle hafifledikleri bir yöntem.

Ortaya çıkan dramaturjik yapının en önemli kavramı ise "zalim iyimserlik" olmuş. Bu kavramı daha kısa tanımlayacak olursak: Zalim iyimserlik, sizi mutlu edeceğine inandığınız bir hedefin veya hayalin, aslında refahınızın önündeki en büyük engele dönüşmesi anlamına geliyor. Bu kavram etrafında toplanan ekip, sürekli değişim süreçlerine girmiş ve girmeye devam ediyor. "Bu değişim süreçleri oyuncuları yormuyor mu?" sorusuna oyuncular, "Yeniliklere açık olmak zorundayız" şeklinde yanıt verdiler.

Oyun sezon finalini Ankara'da yaptı ve 30. temsilini tamamladı. Bu süreçte tiyatro üretimi ve sahneleme üzerine neler öğrendiklerine dair sorumuza ise "Endüstriyel zorlukları öğrenmiş olduk" diyerek cevap verdiler. Ayrıca yeni oyunları hakkında ipuçları vermeyi de ihmal etmediler.

Fuaye Ankara olarak Reka Kolektif ekibini seviyoruz; çünkü samimi, renkli, eğlenceli ve disiplinli bir çalışma süreçleri var. Bu özellikler ortaya koydukları işlere de yansıyor. Kalabalık bir ekip olmalarına rağmen aralarındaki bağlar o kadar kuvvetli ki günümüz tiyatrosuna umut veriyorlar. "Belki bizi kimse anlamıyor ama samimiyiz" diyerek üretimlerine keyifle devam ediyorlar.

Oldukça uzun bir fuaye sohbetinden sonra ekibi bir sonraki Ankara turnelerine kadar uğurladık. Tüm olumsuzluklara rağmen enerjilerini kaybetmeden üretmeye devam etmelerini umuyoruz. Reka Kolektif'in tüm üyelerine teşekkür ederken, İstanbul'da sahne bulmakta zorlanan bu güzel ekibe imkân sağlayan Kült Kavaklıdere ekibine de ayrıca teşekkür ederiz.