top of page

Algoritma, Puan ve Popülerlik Arasında Tiyatro Seyircisi | Mesele

ree

HIZLI KARAR ALIŞKANLIĞI


Güncel tiyatro izleyiciliğinde seçim yapmak, giderek “hız” odaklı bir alışkanlığa dönüştü. Bilet platformları ve sosyal medya, aynı anda çok sayıda seçenek sunarak karar sürecini kısaltıyor; ancak bu bolluk çoğu zaman derinlemesine bir kıyaslamaya imkân tanımıyor. Böyle bir ortamda oyunun içeriği değil, ilk temasın yarattığı izlenim belirleyici oluyor. Seçim kriterleri, sahne deneyiminden ziyade dijital vitrinin mantığına kayıyor.


PUANLAMANIN YETERSİZLİĞİ


Yıldızlı puanlar, karmaşık bir estetik deneyimi tek bir sayıya indirger. Oysa tiyatro, bağlama göre değişen bir sanat alanıdır: Aynı oyun farklı seyircilerde farklı anlamlar yaratır; hatta aynı seyircide zamanla değişen pencereler açar. Bu çeşitlilik, “ortalama memnuniyet” ölçütüyle yakalanamaz. Böylece puan, niteliği ölçmekten çok toplu tepkinin yüzeyini gösterir; derinlik kaybı tam da buradan başlar.


YILDIZ KÜLTÜRÜ VE ŞÖHRET ETKİSİ


Puanlama sistemleri doğası gereği suistimale açıktır: Örgütlü yorumlar, çevre etkisi ve kampanya dönemlerinde şişen notlar bu zemini kayganlaştırır. Buna ek olarak “star” (ünlü) oyuncu etkisi devreye girer; oyunun sanatsal dili yerine şöhretin çekim gücü puanlanır. Sonuçta yıldız, bir değerlendirme ölçütü olmaktan çıkar; görünürlük sağlayan bir araca dönüşür. Seçim mantığı da içerik merkezli olmaktan uzaklaşır.


ELEŞTİRİNİN ZAYIFLAMASI VE BAĞLAM KAYBI


Nitelikli eleştiri metinlerinin azalması, seyircinin karar süreçlerinde başvurabileceği “rehber çerçeve”yi zayıflatır. Eleştiri; dramaturji, sahneleme dili ve oyunculuk yaklaşımı üzerine anahtarlar sunar. Bugün yaygın olan kısa yorumlar ise (tek cümlelik övgü ya da yergi) sadece duygu aktarır, fakat bir gerekçe sunmaz. Bağlam ortadan kalktıkça puan ve görünürlük daha belirleyici hale gelir; kararlar da yalnızca bu iki göstergeye dayanır.


POPÜLERLİK DÖNGÜSÜ VE KEŞFİN AZALMASI


Popülerliğin “güvenli seçenek” olarak görülmesi, risk alma isteğini azaltır. “Zaten dolu” olan işler daha hızlı kabul görürken, yeni ve küçük ölçekli prodüksiyonlar kendini göstermekte zorlanır. Burada kısır bir döngü oluşur: Görünür olmak için tercih edilmek gerekir; tercih edilmek içinse görünür olmak... Bu döngü repertuvar çeşitliliğini azaltır, seyirciyi de hep aynı tercihlere yöneltir. Keşfetmek, kültürel bir refleks olmaktan çıkıp özel bir çabaya dönüşür.


ALGORİTMA VE TEMEL SORU


Algoritmalar, etkileşimi yüksek içeriği öne çıkarırken, düşük etkileşimli olanı geri plana iter. Böylece puan–popülerlik–algoritma birbirini besleyen bir görünürlük üçgeni kurar. Seyircinin önüne düşen seçenekler, sahnedeki çeşitlilikten çok ekrandaki dolaşımın bir sonucu olur. Asıl soru burada belirir: Tiyatro seçimi, içerik ve eleştirel okuma üzerinden mi yapılsın, yoksa veriler üzerinden mi? Çıkış yolu; yıldızların yerine metni, hızın yerine bağlamı koyan bir eleştiri kültürünü yeniden güçlendirmekten geçer.

 
 
  • Instagram
  • Whatsapp
  • X
bottom of page