top of page

Olsa Olmalı Olabilir - Tiyatro BeReZe - Kült Sahne

Dün akşam, yani 22 Şubat 2025 Cumartesi akşamı, Ankara’nın en soğuk akşamlarından birinde, İstanbul’dan gelen Tiyatro BeReZe ekibini için sahnedeki yerimizi aldık. Seyircinin hayatına bir şekilde dokunabilecek naiflikte, hepimize yakın hissettiren "Olsa Olmalı Olabilir" oyununu izledik ve ardından keyifli bir sohbet fırsatı yakaladık.


"‘Olsa Olmalı Olabilir’ çağdaş Amerikalı yazar David Ives’ın ‘Sure Thing’ (‘Ne Demek’) ve ‘English Made Simple’ (‘Basitleştirilmiş Konuşma Dersleri’) ile Elif Temuçin’in -David Ives’ın ilgili iki oyunu üzerinden- yazdığı ‘Öyle Olsun’ adlı oyunlarını içermektedir. BeReZe bu oyunda da ‘oyun’ gerçekliğine ve gerçeği ‘oyun’la hikâye etmeye vurgu yapıyor. Sahnede iki oyuncu, seyircinin gözü önünde farklı karakterlere bürünerek; zamanı eğip bükerek, onunla oynayarak kadın-erkek ilişkilerini farklı olasılıklarıyla araştırıyor; ‘saadet’e veya ‘çıkmaz sokak’a çıkan yolları keşfetmeye çalışıyor."


Sohbetimize, aslında DTCF Tiyatro kökenli olan ekibi daha yakından tanıyarak başladık. 2006 yılında Ankara’da, Kült Kavaklıdere’ye çok yakın bir sokakta kurulan BeReZe, çeşitli sebeplerle daha sonra İstanbul’a taşınmış. Ancak, yıllar içinde defalarca Ankara seyircisiyle buluşmuş olmaları onları bu kente yabancı kılmıyor. Yaklaşık 20 yıllık tiyatro geçmişleriyle hem İstanbul hem de Ankara seyircisini çok iyi tanıdıklarını söylemek mümkün.


Olsa Olmalı Olabilir, çağdaş Amerikalı yazar David Ives’ın Sure Thing (Ne Demek?) ve English Made Simple (Basitleştirilmiş Konuşma Dersleri) oyunlarıyla, Elif Temuçin’in bu iki metin üzerinden yazdığı Öyle Olsun adlı oyundan oluşuyor. Oyunun hem yazarı hem de oyuncusu olan Elif Temuçin, metnin başlangıçta üç kişilik olduğunu ancak zamanla iki kişilik bir forma dönüştüğünü paylaştı. İlk gösterimini 2009 yılında yapan oyun, yıllar içinde pek çok değişime uğramış. Ancak ekip, bu değişimi seviyor ve dinamik bir yapı kurmak konusunda oldukça başarılı. Dokunuşlarıyla her döneme hitap eden, her dönemde farklı anlamlar kazanan bir oyun yaratmışlar ve yaratmaya da devam ediyorlar.


Repertuar tiyatrosu olduklarını belirten Erkan Uyanıksoy, üretim süreçlerinde masa başı çalışmalardan çok sahne üzerinde yapılan denemelere ağırlık verdiklerini aktardı. Fuaye Ankara seyircileri olarak, dinamik ve sürekli gelişen ekiplerin işlerini izlemekten büyük keyif aldığımızı söylemeliyiz. Doğaçlamaların üretim süreçlerinde ne kadar önemli bir yer tuttuğunu da belirten Erkan Bey, aynı zamanda Ankara’dan İstanbul’a taşınmaları sürecine dair anılarını bizimle paylaştı.


2010’lu yıllarda İstanbul’da özel tiyatro yapımlarının artışı Gezi Parkı olaylarına kadar devam etmiş. O yıllardaki üretimlerini hatırlarken gözlerinde hala aynı heyecanı görmek mümkündü. İstanbul tiyatro dünyasının son yıllarda çok fazla değiştiğini aktaran ekip, yeni oyunları "Martı Mıyım?" üzerinden büyük prodüksiyonlu oyunlar yapma üzerine de fikirlerini paylaştı.


Gelen seyirci yorumuyla değerlendirme fırsatı bulduğumuz bir diğer önemli konu ise, kadın-erkek ilişkilerini ele almasına rağmen Olsa Olmalı Olabilir’in cinsiyetçilikten tamamen uzak bir yapıya sahip olmasıydı. Seyircileri güldürmek için sıkça başvurulan cinsiyetçi söylemlerin aksine, izlediğimiz oyunun kaliteli bir metin, samimi bir oyunculuk ve izleyiciyi her an içine çeken reji tercihleriyle dikkat çektiğini söylemeliyiz.


Ankara’dan çıkmış bir ekip olan Tiyatro BeReZe’nin, yine Ankara’nın oldukça soğuk bir akşamında bizlere keyifli anılar yaşatmasından büyük keyif aldık. Oyun kadar, sohbetleriyle de içimizi ısıttılar. Keyifli söyleşileri için Elif Temuçin ve Erkan Uyanıksoy başta olmak üzere tüm Tiyatro BeReZe ekibine teşekkür ederiz. Ayrıca, ev sahipliği için ve böylesine güzel oyunları bizlerle buluşturduğu için Kült Kavaklıdere ekibine de içten teşekkürlerimizi sunarız.

 
  • Instagram
  • Whatsapp
  • X
bottom of page