28 Şubat 2024 Çarşamba akşamı Fuaye Ankara seyirci topluluğu olarak CerModern'deydik ve Kadıköy Emek Tiyatrosu yapımı olan "Herkes Kocama Benziyor" oyununu izledik ve oyuncu Pınar Güntürkün ile keyifli bir fuaye söyleşisi gerçekleştirdik.
"Bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten, kurulduğu makamında birer birer anlatıyor. Buraya nasıl ‘’düştüğünden’’, onu terk eden kocasından, kederinden, hevesinden, çok sevdiği pavyonda çalışan diğer ahbaplarından ama en çok da öfkesinden. Geçmişte tanımlayamadığı, anlamına parça parça ulaştığı o öfke bir gün tuvaletin buzlu camı gibi kırıldığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor."
Fuaye sohbetlerimize genelde metni konuşarak başlarız fakat bu sefer Pınar Güntürkün'ün sahnede can verdiği Ayten karakteriyle ilişkisini sorarak başladık. Alis Çalışkan tarafından incelikle yazılmış metni ve Hakan Emre Ünal'ın nokta atışı reji seçimleri olsa da bu oyun biz izleyicilere hep Pınar Güntürkün'ün, yani Ayten'in oyunuymuş gibi geliyor. Sahnede karakteriyle bütünleşmiş bir oyuncuyu izlesek de öğrendiğimiz kadarıyla Pınar Hanım'ın Ayten ile olan ilişkisi başlarda pek sıcak değilmiş. Her şeyin en iyisini yapmaya çalışırken karakterinin hakkını verememekten korktuğunu anlattı bizlere Pınar Hanım. Bu korkularından -belki de canla başla çalışmalarından- sonra ortaya Afife ödülüne layık bir performansın çıkması biz seyircileri oldukça mutlu ettiğini söylemeliyiz. İyi karakteri beklemek ve bu karakterin hakkını vermek gerçekten de ayakta alkışlanmalıydı ki gördüğümüz kadarıyla salonun tamamı ayaktaydı oyun sonunda.
Seyirci ışıklarının oyun süresince açık olduğu ender oyunlardan biriydi "Herkes Kocama Benziyor". Hal böyle olunca dördüncü duvarı ve oyuncunun seyircilerle olan etkileşimini konuşmamak da mümkün değildi. Aslında dördüncü duvar metnin ilk halinde sapasağlam yerindeymiş. Karakter her şeyi kendi dünyasında, seyirciden bağımsız konuşup anlatıyormuş fakat son halinde ortaya bambaşka iş çıkmış. Nokta atışı seçimleriyle oyunu seyircinin gönlüne, zihnine yaklaştıran yönetmen Hakan Emre Ünal'ın metne ve oyuncuya katkılarını dinledikçe aklımızdaki taşlar birer birer yerine oturmuş oldu ki fuaye sohbetlerimizin güzel tarafı da burada zaten.
Ankara seyircisi, psikolojinin oyunculuğa katkısı, İç Anadolu ağzı gibi daha birçok konuyu konuşmuş olsak da özetimizi burada bitirelim. Başta Pınar Güntürkün olmak üzere oyunda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Daha önce birçok kez birlikte fuaye organizasyonu gerçekleştirdiğimiz Turuncu Organizasyon'a da minnettarız.
Comments