4 Mart 2024 Pazartesi akşamı Fuaye Ankara seyirci topluluğu olarak AST Bilkent Sahne'deydik ve Orchestra Theatre yapımı olan "Bir Terennüm" oyununu izledik. Sonrasında da İpek Türktan ve Tolga İskit ile birlikte keyifli bir fuaye söyleşisi gerçekleştirdik.
"İstanbul’un farklı iki zamanında yaşanan sokağa çıkma yasağı günleri... İçinde ruhların, kalplerin durmadan yer değiştirdiği Çamlıca’da bir evin salonu... Komik ve içli bir ailenin, aynı salonda geçen bir kaç nesillik hikayesi... Elden ele dolaşan bir avuç fındığın dem tuttuğu, hafızanın zamanı parçaladığı, her bir parçanın tekrar tekrar çağırıldığı, nihayetinde her ihtimalin mümkün olduğu buluşmalar...Ve bu buluşmalara eşlik eden bir terennüm…"
Metnin çıkış noktasıydı yine ilk sorumuz. İpek Türktan bize ilk önce farklı karakterleri aynı oyunda canlandırma arzusunu anlattı. Bu arzusunu da Firüze Engin ile paylaşmış ve ortaya etkileyici bir metin çıkmış. Sadece farklı karakterleri aynı sahneye taşımamış metin aynı zamanda birçok nesli de kucaklamayı başarmış. Yönetmen Gülhan Kadim'in nokta atışı reji seçimlerini de fuayemizde konuşmadan geçmedik tabii ki.
Oyuncular gerek beden gerekse de ses kullanımlarıyla canlandırdıkları farklı karakterleri biz seyircilere kusursuzca aktarıyorlardı sahnedeki performanslarıyla. Karakterler arasında belirgin farklar olmasına rağmen geçişlerdeki yumuşaklık seyircileri etkileyen en önemli noktaydı. Fuaye sorularımızdan biri de zaten bu geçişlerde zorlanıp zorlanmadıklarına yönelik oldu.
Yaşlılık, hastalık, alzheimer gibi başlıkları ajitasyona başvurmadan, incelikle işleyedi Bir Terennüm. Klasik trajediyle salonu gözyaşlarına boğabilecekken zor olanı tercih etmeleri, yani hem hassas noktalara dokunup hem de seyircileri travmatize etmemeleri uzunca konuşup çokça takdir ettiğimiz bir başarıydı.
Yoğun turne programlarına rağmen bize zaman ayıran başta İpek Türktan ve Tolga İskit olmak üzere tüm Orchestra Theatre ekibine, fuaye teklifimize ilgi gösteren Gagana Yapım'a ve ev sahipliği için AST Bilkent Sahne'ye çok teşekkürler.