Dün, yani 23 Şubat 2025 Pazar günü Tiyatro BeReZe ile bir kez daha Kült Sahne’de buluştuk ve bu kez Çok Soğuk oyunlarını izleyip üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bazı yerlerde “çocuk oyunu” olarak kategorize edilse de, aslında her yaştan seyirciye hitap eden bir oyun izlediğimizi söylemeliyiz.
"Hava çok soğuk. Sıkıcı, kasvetli, gürültülü bir caddede, beş parasız bir sokak müzisyeni ve bir sokak ressamı nasıl çalışır? Donan parmaklarla fırçayı tutmak, gürültüden klarnetin sesini duyurmak ne mümkün? Derken, gizemli bir yer keşfederler: içi sıcacık, türlü mucizelerle dolu bir ışık huzmesi. Ama burası iki kişi için çok küçük?! Başlıyor bir ışığı kapma mücadelesi. Ne ki, kavganın tırmandığı yerde ışık gidiveriyor aniden. Müzisyen ile ressam kalakalıyor. Hava şimdi daha da soğuk, cadde eskisinden de gürültülü. Aynı kaderi paylaşan ikili, ufak ufak birbirine yanaşıyor, biri diğerinin müziğinde, öbürü berikinin resminde buluyor aradığı sıcaklığı. Böyle başlıyor bir arkadaşlık, çok soğuk bir kış günü."
Söyleşimizin başında, oyunun 2011 yılından bu yana sahnelendiğini öğrendik. Yapım sürecine dair sorduğumuz sorularla, en başta yalnızca kabaca bir metnin olduğunu, ancak yönetmen Torkild Lindebjerg ile birlikte çalıştıkça metnin giderek daha belirgin hale geldiğini öğrendik. Oyunu yönetmenle anbean geliştirerek metni şekillendirmişler. Sözsüz bir oyun olması nedeniyle, koreograf Päivi Raninen ile de çalışmışlar. Sahne üzerinde sözsüz olmasına rağmen pek çok anlam çıkarabildiğimiz Çok Soğuk, her hareketiyle izlemeye değer bir oyun.
Kadın, erkek ve şiddet konularına değindiğimiz bölümde, değişen dünya görüşlerinin özellikle çocuk oyunlarını nasıl dönüştürdüğünü tartıştık. Elif Temuçin, çocukların sahnede sevdikleri işlerde söz olmasa bile kolaylıkla anlam çıkardıklarını ve alt metinleri kendileri yazabildiklerini belirtti. Ayrıca politik doğruculuk konusundaki fikirlerimizi de birlikte tartıştık. Günümüzde her oyunda "uzman" görüşüne ne kadar ihtiyaç duyulduğunu da birlikte sorguladık.
Ankara-İstanbul, Beyoğlu-Kadıköy gibi farklı yerlerdeki seyircilerin değişen yapısını ele aldığımız sohbette, analitik ve dikkatli seyircinin hâlâ var olduğu konusunda hemfikir olduk. Ekibin deneyimlerini Erkan Uyanıksoy ile konuşmak bizim için çok keyifliydi. Çok Soğuk gibi içimizi ısıtan bir oyunu acaba gerçekten de sokakta izlesek nasıl olurdu sorusuyla sohbetimizi sonlandırdık.
Hafta sonumuzu Tiyatro BeReZe ile geçirmek, onlarla tanışmak ve sohbet etmek bizim için büyük bir mutluluktu. 2006’dan bu yana üretmeye devam eden, Ankara kökenli bu değerli topluluğu umarız en kısa zamanda tekrar Ankara’da görürüz. Kendilerine keyifli sohbetleri için çok teşekkür ederiz. Ayrıca Tiyatro BeReZe ve bizlere ev sahipliği yapan Kült Kavaklıdere ekibine de çok teşekkürler.